İçindekiler
Özet
Kısaltmalar
Giriş
I. Genel Bir Bakış: Asya ve Pasifik’te Kadınlar ve Kız Çocukları İçin Çevresel Zorluklar
İkli̇m Deği̇şi̇kli̇ği̇ Toplumsal Ci̇nsi̇yetten Bağımsız Deği̇ldi̇r
İklim Değişikliği Kadınların ve Kız Çocuklarının Yaşamlarını ve Geçim Kaynaklarını Orantısız Bir Şekilde Etkilemektedir
Gıda Güvencesi̇ni̇n Toplumsal Ci̇nsi̇yet Boyutları İkli̇m Eylemi̇nde Ki̇li̇t Rol Oynamaktadır
II. Asya ve Pasifik’te Artan İklim Temelli Toplumsal Cinsiyet Eşitsizlikleri
Tarımın Feminizasyonu ve İkli̇m Deği̇şi̇kli̇ği̇
İkli̇m Deği̇şi̇kli̇ği̇ ve Kadınların Ücretsi̇z Bakım ve Ev İşleri̇ndeki̇ Artış
Kadınların İkli̇m Eylemleri̇ne Katılımı ve Temsi̇li̇
III. Politika önerileri
Sonuç
Referanslar
Özet
İklim değişikliği Asya-Pasifik bölgesinin kalkınma kapsamını yeniden şekillendirmekte, tropikal siklonlar, seller, kuraklıklar ve fırtınalardan kaynaklanan riskler önemli ölçüde artmaktadır. Bölgedeki bazı ülkeler dünyadaki en düşük karbon salınımına sahip ülkeler arasında yer almalarına rağmen, iklimle bağlantılı aşırı hava koşullarından en çok etkilenen ülkeleri oluşturmaktadır. Bölgede daha önce sellerden etkilenmeyen ülkeler, iklim değişikliği nedeniyle sellere en çok maruz kalan noktalar haline gelmektedir. Aşırı sıcaklıklara maruz kalan insan sayısı her yıl artmakta ve bu durum en savunmasız nüfus kesimlerini en olumsuz biçimde etkilemektedir.
Kadınların doğal afetlerden orantısız bir şekilde etkilendiği bilinen bir gerçektir. Örneğin, tarım ve turizm gibi sektörlerde çalışan kadınlar felaket ve afetlerden derinden etkilenmekte ve afetler meydana geldiğinde işsiz kalmaktadır. Birincil hane gelirinin ve ekonomik bağımsızlığın kaybedilmesi kadınların refahını etkilemektedir ve çoğu zaman – buna ek olarak – toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin artmasına neden olur. Bu durum, kadınlardan ve kız çocuklarından, kaynaklara sınırlı erişimle su, yiyecek ve yemek pişirmek ve ısınmak için yakıt sağlamak gibi iklim değişikliğinin neden olduğu ek ücretsiz bakım ve ev işlerinin yükünü omuzlamalarını bekleyen toplumsal normlar ve tutumlarla daha da kötüleşmektedir. Bu bileşik faktörler, Asya ve Pasifik’teki kadınların ve kız çocuklarının iklim değişikliğinin en büyük etkilerini yaşamalarına neden olmakta, bu da toplumsal cinsiyete dayalı mevcut eşitsizlikleri artırmakta ve kadınların geçim kaynakları, sağlıkları ve güvenlikleri için benzersiz tehditler oluşturmaktadır.
Bu politika özeti, Asya ve Pasifik’te iklim değişikliğinin toplumsal cinsiyet açısından farklılaşan etkilerinin ele alınmasına yönelik farkındalığı artırmayı ve bölgesel eylemi teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Bu politika özeti, iklim değişikliğinin toplumsal cinsiyet açısından kapsamlı bir resmini sunmaya çalışmamakla birlikte, iklim değişikliğinin bölgedeki kadınları ve kız çocuklarını orantısız bir şekilde nasıl etkilediğine dair örnekler sunmakta ve iklim değişikliği eylemine onların seslerini dahil etmenin önemini vurgulamaktadır. Özellikle, öncelikli eylem alanı olarak belirlenen üç temada iklim değişikliğinin sonuçlarına toplumsal cinsiyet merceğinden bakmaktadır:
(1)tarımın feminizasyonu,
(2)kadınların bölgede ücretsiz bakım ve ev işlerinde giderek artan payı ve
(3)kadınların iklim eylemine katılımı ve temsili
Kısaltmalar
CCA İklim Değişikliği Adaptasyonu
DRR Afet Riskinin Azaltılması
ESCAP Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu
FLFP Kadın İşgücüne Katılımı
GHG Sera Gazı
NDCs Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkılar
OHCHR Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi Sürdürülebilir Kalkınma Amacı
UNFCCC Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
Giriş
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamındaki Paris Anlaşması, iklim değişikliğine uyum için ilk küresel hedefi belirlemiş ve iklim taahhütlerinin insanlığın ortak bir kaygısı olduğunu ve insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve sosyal içerme boyutları dikkate alınmadan gerçekleştirilemeyeceğini kabul etmiştir. Ayrıca uyum ve kapasite geliştirme için toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşımlar çağrısında bulunmaktadır[1].
2015-2030 Afet Risklerinin Azaltılması Sendai Çerçevesi de toplumsal cinsiyet perspektifinin tüm Afet Risklerinin Azaltılması (DRR) politika ve uygulamalarına entegre edilmesinin önemini ve kadınların güçlendirilmesi ve iyileştirme ve dayanıklılığa eşit erişimin teşvik edilmesi ihtiyacını kabul etmektedir[2].
Benzer şekilde, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi, herkesin sürdürülebilir, sosyal ve ekonomik büyümeden kapsayıcı ve eşit biçimde yararlanabileceği iddiasıyla dönüştürücü bir vizyon ortaya koymaktadır. Özellikle, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesine ilişkin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi (SKH) (SKH 5), toplumsal cinsiyet eşitliği ile kadın ve kız çocuklarının güçlendirilmesini hem amaç hem de çözümün bir parçası olarak kabul eden birçok hedefle birlikte, tüm SKH’lerin gerçekleştirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. İklim değişikliği hedefi (SKH 13), iklim değişikliği riski altındaki en kırılgan gruplara özel dikkat göstererek, iklimle ilgili tehlikelere ve doğal afetlere karşı dayanıklılığın ve uyum kapasitesinin artırılmasına odaklanmaktadır. Bunu yaparken, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesini temel almak, iklim değişikliğini hafifletmek, uyum sağlamak ve iklim değişikliğine karşı direnç oluşturmak için kilit öneme sahiptir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve iklim değişikliği birbiriyle bağlantılıdır ve hedefler birlikte daha eşit ve kapsayıcı nitelikte bir sürdürülebilir kalkınmayı teşvik ettiği için karşılıklı olarak birbirini güçlendirir.
Asya ve Pasifik, dünyanın afetlere en açık bölgesidir (ESCAP, 2017). 2022 Asya ve Pasifik Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’na göre bölge, sorumlu tüketim ve üretimin yanı sıra iklim eyleminde de gerilemiştir. Özellikle artan sera gazı (GHG) emisyonları ve afet kayıpları, Asya ve Pasifik’te iklim eylemine yönelik çabaları tehlikeye atmıştır (ESCAP, 2022a). Asya-Pasifik ülkelerinin yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyona ulaşma yönündeki bir dizi duyurusuna rağmen, ulusal olarak belirlenen katkılarda (NDC) ortaya konan mevcut hedefler, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için gerekenlerin gerisinde kalmaktadır (ESCAP, 2022b).
Kaynakların sömürülmesi, ucuz işgücü ve karbon emisyonlarını azaltmaya ve uygun fiyatlı enerji kaynaklarını artırmaya yönelik kapsayıcı ve sürdürülebilir eylemlerin eksikliği nedeniyle kadınlar ve kız çocukları iklim değişikliğinin en ağır sonuçlarına maruz kalma eğilimindedir. Kadınların çevresel karar alma süreçlerinin her aşamasına katılımının sağlanması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin merkeze alınması ihtiyacı, sürdürülebilir ve adil bir yeşil ekonomi geliştirmenin anahtarıdır. İklim değişikliğinin etkilerine karşı en savunmasız bölgelerden biri olan bu bölgede yeşil, dayanıklı ve net sıfır (net-zero) ekonomilere geçiş, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin ivedilikle ele alınmasını ve ortadan kaldırılmasını gerektirmektedir.
Paris Anlaşması, Sendai Çerçevesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında ortaya konan iklim hedefleri, adil çevresel sürdürülebilirlik konusunda kapsamlı ve entegre eylem planlarının temelini oluşturmaktadır ve ancak ülkelerin iklimi dengelemek ve yeşil ekonomiye sürdürülebilir, kapsayıcı ve eşit bir geçişi teşvik etmek için hayati önem taşıyan ekosistemleri korumak ve restore etmek için yatırım yapmaları halinde başarılması mümkün olacaktır.
Bu politika özeti beş bölüme ayrılmıştır. Giriş bölümünde Asya ve Pasifik’te iklim değişikliği ile toplumsal cinsiyet arasındaki temel kesişim noktalarının izi sürülmektedir. Birinci bölüm, iklim değişikliğinin bölgedeki kadınlar ve kız çocukları için yarattığı zorluklara genel bir bakış sunmaktadır. İkinci bölüm temel olarak üç kilit analiz alanında iklim değişikliği ve toplumsal cinsiyet arasındaki kesişimin izini sürmektedir: tarımın feminizasyonu ve kırsal kesimdeki kadınların iklim değişikliği nedeniyle karşılaştıkları zorluklar; iklim değişikliğinin kadınların üzerinde ücretsiz bakım ve ev işleri nedeniyle yarattığı sonuçlar ve kadınların iklim eylemine katılımı ve temsilinin rolü ve önemi. Üçüncü bölüm, kapsayıcı, eşit ve sürdürülebilir iklim eylemleri geliştirmek için bazı politika önerileri sunmaktadır. Son bölüm bazı sonuçların altını çizmekte ve bölgede sürdürülebilir kalkınmanın uygulanmasında toplumsal cinsiyet eşitliği ve bölgesel işbirliğinin kilit rolünü vurgulamaktadır.
I. Genel Bir Bakış: Asya ve Pasifik’te Kadınlar ve Kız Çocukları İçin Çevresel Zorluklar
İkli̇m Deği̇şi̇kli̇ği̇ Toplumsal Ci̇nsi̇yetten Bağımsız Deği̇ldi̇r
Son yıllarda, Asya-Pasifik bölgesindeki sosyal ilerleme ve ekonomik refah, hızlı kentleşmenin olumsuz etkileri, kaynaklara (enerji, gıda ve su) yönelik yüksek talep ile atık üretimi ve kirliliğin artması, ekosistem hizmetlerinin kaybı (biyolojik çeşitlilik, ılıman otlaklar, vahşi yaşam habitatı ve su mevcudiyeti gibi), sera gazı emisyonlarındaki artış ve buna bağlı olarak insan sağlığına yönelik tehditler gibi etkili çevresel sorunlar nedeniyle tehlikeye girmiştir.
İklim değişikliği ortak geleceğimiz üzerindeki etkisini artırmaya devam ederken, kadınları ve erkekleri farklı şekillerde etkilemektedir. Afetler, özellikle düşük sosyo-ekonomik statüye sahip kadınların geçim kaynaklarını, sağlık ve refahını etkilemektedir (UN Women, 2022a). Sonuç olarak, toplumsal, siyasi ve ekonomik eşitsizlikler, kadınlar ve çocuklar, yerli halklar, toplumsal cinsiyet temelli azınlıklar, göçmenler, yerinden edilmiş kişiler ve engelliler de dahil olmak üzere kırılgan kişilerin sağlığı ve refahı üzerinde orantısız bir etki yaratarak daha da kötüleşmiştir (ESCAP, 2022b).
Örneğin, toplumsal normlar, kadınlara ve kız çocuklarına atfedilen geleneksel roller ve sorumluluklar, onların kaynaklara ve bilgiye erişimlerini sınırlamakta ve iklim değişikliğinin etkileriyle başa çıkma kapasitelerini düşürmektedir (UN Women, 2022a). Ayrıca, kadınlar ve kız çocukları afetler nedeniyle yerlerinden edildiklerinde toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı daha savunmasız hale gelmektedir. İklim krizlerinde partnerlerine bağımlı olduklarında ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet riskleri daha yüksektir (OHCHR, 2022).
İklim Değişikliği Kadınların ve Kız Çocuklarının Yaşamlarını ve Geçim Kaynaklarını Orantısız Bir Şekilde Etkilemektedir
Asya ve Pasifik’te kadınlar, tarım, balıkçılık, ormancılık, enerji ve imalat gibi temel geçim sektörlerindeki işgücünün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır (Nguyen vd., 2019; Pross vd., 2020; Resurrección vd., 2019). Ancak, bu sektörlerdeki kadın işçiler, özellikle de marjinalleştirilmiş gruplardan olanlar, iklim değişikliğinin etkilerine karşı erkeklerden daha savunmasızdır. Örneğin, kadın çiftçilerin su ve toprak güvencesizliği ile karşılaşma olasılığı erkeklere göre daha yüksektir ve bu da uyum sağlama yeteneklerini kısıtlamaktadır (UN Women, 2022a). Kadınların tarım arazisi gibi üretim kaynaklarına erişiminin olmaması, gıda üretkenliğindeki rollerini ve topluluk faaliyetlerinde risk azaltma ve uyum planlarında karar alma süreçlerini etkilemektedir.
Değişen hava koşulları ve etkili iklimsel risk azaltma ve uyum önlemlerinin yokluğu, kırsal kesimdeki kadınların tarımda işgücüne katılımını ve tarımsal üretimlerini etkilemektedir. Birçok Asya-Pasifik ülkesinde, işgücündeki kadınların çoğu tarımda çalışmaktadır. Pakistan ve Afganistan’da kadınların yüzde 65’i, Hindistan’da yüzde 55’i, Lao Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde yüzde 64’ü ve Papa Yeni Gine’de yüzde 60’ı tarımda istihdam edilmektedir (ILOSTAT Verileri).
Gıda Güvencesi̇ni̇n Toplumsal Ci̇nsi̇yet Boyutları İkli̇m Eylemi̇nde Ki̇li̇t Rol Oynamaktadır
Asya ve Pasifik’te kadınlar gıda güvenliğinin tüm boyutlarında temel bir role sahiptir (BM, 2022). Kadınlar, tarımda gıda üreticileri ve hane içi gıda sağlayıcıları olarak gıda tedarikinden sorumludur.
Afetler, su kıtlığı ve/veya aşırı hava koşulları nedeniyle tarımsal verimliliğin düşmesi ve gıda fiyatlarının artması, kadınların tarımdaki üretimini azaltmakta ve gıda temin etme çabaları için harcadıkları zaman ve enerjiyi artırmaktadır. Ayrıca gelir getirici faaliyetlerini sürdürmekte zorlanmakta ve özellikle kadınlar ve çocuklar arasında yetersiz beslenme yoğunlaşmaktadır.
Örneğin, kırsal kesimdeki kadınların tarım sektörüne katılımı iklim değişikliği nedeniyle daha da zorlaşmış ve bölgede gıda güvencesizliği riskini artırmıştır. Tarım işçisi olarak gıdanın güvence altına alınmasındaki rollerine ek olarak, toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle bakım ve ev işleri kadınların sorumluluğu olarak görülmeye devam etmekte, bu da kadınların haneleri için gıda güvencesi sağlamadaki iş yükünü artırmaktadır (FAO, 2021).
Bölgedeki kadınların büyük bir kısmı yemek pişirmek için odun kullanmaktadır ve su toplama işinden de kadınlar sorumludur. Örneğin Kamboçya’da kadınların yüzde 72’si, Myanmar’da ise yüzde 59’u yemek pişirmek için odun kullanmaktadır. Vietnam’da hanelerin yüzde 67’sinde su toplama işinden kadınlar ve kız çocukları sorumludur (ESCAP, 2022a).
Gıdanın faydalanabilirliği, erişilebilirliği ve kullanımı, kadınların hanelerindeki, iş yerlerindeki ve topluluklarındaki sorumlulukları ve fırsatları ile kesişmektedir (ESCAP , 2017). İklim değişikliği nedeniyle gıda güvencesinin Asya ve Pasifik’teki kadınlar ve kız çocukları üzerindeki orantısız etkisinin farkına varılması, sürdürülebilir gıda sistemlerine geçişin sağlanması ve bölgede yeşil bir ekonominin oluşumu için çok önemlidir. Kadınların rollerini kısıtlayan toplumsal cinsiyet normları, kadınların artan hava ve iklim değişikliklerine daha iyi uyum sağlayan yeni tarım teknolojilerine ve çiftçilik uygulamalarına erişmesini veya bunları benimsemesini de engellemektedir.
II. Asya ve Pasifik’te Artan İklim Temelli Toplumsal Cinsiyet Eşitsizlikleri
Tarımın Feminizasyonu ve İkli̇m Deği̇şi̇kli̇ği̇
Tarımın “feminizasyonu”, dünya genelinde kadınların tarım sektörüne katılımındaki ölçülebilir artışı ifade etmektedir (ILO, 2011; Grassi ve diğerleri, 2015). Tarım sektörü, kırsal istihdamı, mal ve hizmet üreten küçük işletmelerdeki istihdamı ve tarımda ücretli işçiliği kapsamaktadır. Asya ve Pasifik’te kadınlar tarım ve kırsal kalkınmanın kilit aktörleridir ve hem ailelerinde hem de toplumda gıda güvencesine temel bir katkıda bulunurlar.
Kırsal kesimde çalışan kadın ve erkekler genellikle aynı anda birden fazla faaliyette ve farklı sözleşme düzenlemelerinde yer almaktadır. Mevsimsel değişiklikler nedeniyle iş değiştirmeleri gerekebilir ya da belirli süreler boyunca işsiz veya eksik istihdamda kalabilirler. Uzun çalışma saatlerine rağmen tarım işçileri düşük ücret almaktadır. Bu bağlamlarda, kadınlar ücretsiz aile işçilerinin de önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
ILOSTAT Veri Tabanına[3] göre, Kuzey ve Orta Asya’da kadınların tarımdaki istihdam oranı yüzde 30,5[4] , Güney ve Güney-Batı Asya’da yüzde 45,5 ve Güney ve Doğu Asya’da yüzde 29,5’tir[5]. Şekil 1, Asya ve Pasifik’te en yüksek oranlara sahip ülkelerde kadınların tarımda işgücüne katılımını (FLFP) göstermektedir.
Tarımın feminizasyonu; siyasi kararlar, kırsal ekonomik kalkınma, erkek işgücünün göçü, reisi kadın olan hanelerin sayısındaki artış ve emek yoğun tarımın yükselişi gibi kırsal dönüşümle ilgili bir dizi faktörle ilişkilendirilmektedir (Mukhamedova ve Wegerich, 2018; Najjar vd. 2022).
Kadınların daha önce erkekler tarafından yerine getirilen arazi hazırlığı, tohum ekimi, tarım ilaçlarının püskürtülmesi, hasat ve hasat sonrası görevleri üstlenmesi, kadınların aile içindeki pazarlık konumunun iyileşmesi ve çocukların refahının artması gibi feminizasyonun olumlu yorumlarını da beraberinde getirmiştir (FAO, 2011). Ancak kadınların tarımda çalışma fırsatlarının artması, düşük maaşlar, kayıt dışı çalışma ve hane içi işlerin ücretlendirilmemesi gibi endişelere de yol açmaktadır. Tarımın feminizasyonu, kadınların erkeklere kıyasla doğal kaynaklara dayalı geçim kaynaklarına olan mevcut bağımlılığını da artırmaktadır (ESCAP, 2020).
Kadınların tarıma katılımı artmış olsa da, temel üretim kaynaklarına ve finansal kaynaklara erişimleri sınırlıdır ve kayıt dışı ve ücretsiz aile işçisi olarak el emeğinde aşırı temsil edilmeye devam etmektedirler. Genel olarak, kadınlar erkeklere kıyasla daha az toprağa sahiptir ve toprak üzerinde güvenceli haklara sahip değildir (Dünya Bankası, 2020). Güney ve Güneybatı Asya’da tarımla uğraşan kadınların çok azı toprak sahibidir ve bu oran Bangladeş’te %4,8 ile Hindistan’da %12,8 arasında değişmektedir (Woods, 2022).
Afganistan’da kadınların yüzde 65’i tarımda istihdam edilmektedir. Erkeklerin yüzde 70’lik oranına kıyasla kadınların sadece yüzde 31’i tarım arazisi üzerinde mülkiyet hakkına sahiptir. Aradaki fark, kadınların yüzde 55’inin tarımda istihdam edildiği Hindistan’da daha da artmaktadır; erkeklerin yüzde 63’üne kıyasla kadınların sadece yüzde 6’sı tarım arazisi üzerinde mülkiyet hakkına sahiptir. Mal varlıklarının olmaması ve kadınların kayıt dışı işlerde çalışma ihtimalinin daha yüksek olması, kadınların iklim değişikliği ve diğer krizlerin etkileriyle başa çıkma kapasitesini büyük ölçüde azaltmaktadır. Ayrıca, yasaların kadınların miras haklarını güvence altına almadığı durumlarda, ölen aile üyelerinin sahip olduğu arazi ve üretken varlıkların afetler nedeniyle kaybedilmesi, kadınları daha fazla yoksulluk ve geçim kaynağı kaybı riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır (UN Women, 2022b).
Bu zorluklar, iklim değişikliğinin Asya ve Pasifik’teki aşırı etkileriyle birleştiğinde, kadınları ve kız çocuklarını son derece savunmasız bir konuma getirmiştir. İklim değişikliğine bağlı olarak artan fırtına, sel ve sıcak hava dalgaları, gıda üretmek için istikrarlı hava koşullarına bel bağlayan tarım işçileri için ürün kıtlığı, iş kaybı ve gıda güvencesizliği anlamına gelmektedir. Kadın çiftçiler toprağa, işgücüne ve sermayeye eşit olmayan erişim nedeniyle ek zorluklarla karşılaşmaktadır. İklim değişikliği nedeniyle sosyal ve ekonomik istikrarsızlıktaki genel artış, kırsal kesimdeki kadınların işgücü piyasasına katılımını ve doğal kaynaklara erişim olanaklarını azaltmaktadır.
İklim değişikliği ve gıda üretimine yönelik talepler nedeniyle risk azaltma ve uyum programları ve politikaları artmaya devam ettikçe, tarımsal geçim kaynaklarının da daha sürdürülebilir ve risk azaltıcı bir yaklaşıma uyum sağlaması gerekmektedir. Tarımda toplumsal cinsiyet eşitliğinin ve kadınların güçlendirilmesinin teşvik edilmesi, yalnızca hane halkı düzeyinde gıda güvenliğini ve beslenmeyi iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda genel olarak dirençli, iklim açısından akıllı ve sürdürülebilir gıda sistemleri ile sonuçlanır (BM, 2021).
İkli̇m Deği̇şi̇kli̇ği̇ ve Kadınların Ücretsi̇z Bakım ve Ev İşleri̇ndeki̇ Artış
Asya ve Pasifik’te kadınların ücretli ve ücretsiz bakım ve ev işleri için harcadıkları zaman, dünyadaki tüm bölgeler arasında en yüksek seviyededir. Kadınlar ücretsiz bakım ve ev işlerine erkeklerden dört kat daha fazla zaman harcamaktadır (ESCAP, 2021a). Ücretsiz bakım ve ev işleri, bakmakla yükümlü olunan kişilerin (çocuklar, hasta aile üyeleri, yaşlılar ve engelliler) doğrudan bakımının yanı sıra yemek pişirme, temizlik, ev işleri ve yakacak odun ve su toplama gibi dolaylı bakım görevlerini6 ifade etmektedir (ESCAP, 2021a). İklimsel ve çevresel değişikliklerin yoğunlaşması göz önüne alındığında, kadınlar ücretsiz bakım ve ev işlerinde giderek artan bir sorumluluk üstlenmektedir. Bu nedenle, risk azaltma ve uyum iklim politikaları, bölgedeki ücretsiz bakım işini tanıyan, azaltan ve yeniden dağıtan bakıma duyarlı bir politika çerçevesi gerektirmektedir (ILO’nun üçlü R Çerçevesi olarak da bilinir).
İklim değişikliği, kadınların kesişen kırılganlıklarını daha da büyütmüş ve özellikle sosyoekonomik krizler sırasında bakımın temel bir unsur olduğunun altını çizmiştir. İklim değişikliği ile kadınların bakım ve ücretsiz ev işleri arasındaki kesişme, yerli kadınlar, engelli kadınlar, göçmenler ve ev işçileri gibi çeşitli kadın ve kız çocuklarının ihtiyaçlarına cevap verecek bakım politikalarının tasarımını ele almak ve yeniden düzenlemek için önemli bir fırsat sunmaktadır. Örneğin, evdeki gıda kaynaklarını genellikle yakındaki ormanlardan sağlayan ve çocuklarını da yanlarında götüren yerli kadınlar, ormanların yok olmasından etkilenmektedir. Ormanların zarar görmesiyle birlikte, kadınlar yiyecek satın almak için nakit paraya ihtiyaç duymakta ve çocuk bakımını gündelik tarım işçiliği ile birleştirememektedir; bu nedenle çocuk bakımı sorumluluğu ailedeki diğer kadınlara ve genellikle çocuklara geçmektedir (UN Women, 2022a).
Bölge genelinde 455 milyon insanın elektriğe erişimi yoktur ve bu da kadın sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olan ve güvenli olmayan pişirme yakıtlarına bağımlılığa yol açmaktadır (ESCAP, 2020). Kırsal kesimdeki kadınlar ve kız çocukları katı yakıtla bağlantılı hava kirliliğine daha fazla maruz kalmaktadır; zira Asya ve Pasifik’teki kırsal hanelerin yüzde 80’inden fazlası, kentsel hanelerin yalnızca dörtte birine kıyasla ağırlıklı olarak biyokütle kullanmaktadır (ADB & UN Women, 2018).
Kuraklık, sel, ormansızlaşma ve çölleşme nedeniyle iklimde veya doğal kaynakların varlığında meydana gelen değişiklikler, yakacak odun ve suyun varlığını etkileyerek kadınların bu kaynaklara erişim için harcadıkları zamanı ve çabayı doğrudan artırmaktadır (ESCAP, 2021a). Bu durum, hane için su ve yakacak odun toplama sorumlulukları nedeniyle zaman kullanımlarını olumsuz etkilemektedir. Örneğin, kuraklık gibi afetler genellikle çocuklarda ve yaşlılarda hastalıkların artmasına neden olarak kadınların bakım işlerini artırmakta ve kadınların su ve yiyecek toplama zamanlarında artışa neden olmaktadır (Tanyag & True, 2019). Ayrıca afetler tarımsal verimi ve ürünleri de olumsuz etkileyerek kadınların geçim kaynaklarını daha da tehlikeye atmaktadır. Afetler ayrıca kırsaldan kent merkezlerine göç baskısını artırarak, kadınların hâlihazırda bel bağladığı nesiller arası ağların ve aile bakımının mevcut yapılarını bozmaktadır (ESCAP, 2021a).
Bhutan ve Lao Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde kadınlar su toplamak için yaklaşık 20 dakika harcarken, erkekler yaklaşık 10 dakika harcamaktadır. İklim değişikliği tehlikelerin riskini ve sıklığını artırmakta olup Myanmar, Filipinler, Tayland ve Vietnam küresel ölçekte en çok etkilenen ilk 10 ülke arasında yer almaktadır (ASEAN Sekretaryası, 2021). Bu tür doğal tehlikeler ve süregelen iklim değişiklikleri, doğal kaynaklara erkeklerden daha fazla bağımlı olmaları nedeniyle kadınların önceden var olan kırılganlıklarını artırmaktadır.
İklim değişikliği ve afetler nedeniyle, kadınların su toplamaya ayırdıkları zaman artan bir eğilim göstermekte, bu da ücretli işlere veya boş zamanlarına katılımlarını etkilemektedir. Örneğin Vietnam’da iklim değişikliği doğal tehlikeleri daha sık, daha az tahmin edilebilir ve giderek daha yoğun hale getirerek şiddetlendirmiştir (örneğin 2015/2016 kuraklığı ve El Nino’nun neden olduğu tuzlu su girişi). Zirve noktasında, şiddetli kuraklık yaklaşık 2.3 milyon insanın su, gıda ve geçim güvenliğini etkilemiş, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere en hassas grupların sağlık ve beslenme konusunda sıkıntıya düşmelerine yol açmıştır (BM, 2017). Ayrıca, bölgede tekrarlayan seller ve kuraklıklar, etkilenen nüfusun temiz yakıtlara erişimini azaltmıştır (UN Women, 2022b).
Kadınların altyapı ve hizmetlere erişim eksikliği ve özellikle kırsal alanlarda geçim kaynağı olarak doğal kaynaklara orantısız bağımlılıkları, iklim değişikliği ve çevresel yıkım karşısında kırılganlıklarını artırmaktadır (ESCAP, 2020). Kadınların varlıklara eşit olmayan erişimi, orantısız hane halkı sorumlulukları ve şiddete maruz kalmalarının afetlerden sonra toparlanma becerilerini kısıtladığı göz önüne alındığında, uygun destek hizmetlerine erişimin sağlanmasına yönelik çabalar hayati önem taşımaktadır. Örneğin, kadınların kaliteli ulaşım altyapısına erişiminin güçlendirilmesi, kadınların yakacak odun ve su toplamak için harcadıkları zamanı azaltmakla kalmaz, aynı zamanda pazarlara, okullara ve iş yerlerine erişimlerini de iyileştirebilir.
Kadınların İkli̇m Eylemleri̇ne Katılımı ve Temsi̇li̇
Kadınlar doğal kaynak yönetimi ve iklim değişikliğine uyum konusunda proaktif aktörler olduklarını kanıtlamışlardır. Bangladeş’te kadınlar yükselen sulara karşı aileleri için sığınak aramakta ve tohumlarını korumak için daha yüksek yerlerde depolamaktadır. Papua Yeni Gine’de yerli kadınlar ailelerinin geçimini sağlamak için geleneksel olarak küçük arazilerde tarım ve orman yönetimi yapmaktadır (ESCAP, 2020). İklim değişikliğinin ön saflarında yer alan bu tür rollerin gıda güvenliği ve doğal kaynak yönetimi üzerinde olumlu etkileri vardır.
Bununla birlikte, kadınlar çevresel karar alma süreçlerinin her kademesinde yeterince temsil edilmemekte ve tarım ve balıkçılık gibi değişen iklimin bir sonucu olarak değişen sektörlerde aşırı temsil edilmektedir (ESCAP, 2020). Bu sektörlerdeki kadınların sahip olduğu iklim değişikliği ve çevresel bozulmaya ilişkin durumsal bilgi, iklim yönetimi ve afet riskinin azaltılmasında (DRR) değerli bir kaynaktır. Kadınların gıda, su ve yakıt toplama konusundaki bilgileri nedeniyle azalan veya kirlenen doğal kaynaklarla doğrudan yüzleşmeleri daha olasıdır.
Dolayısıyla, sadece kadınların iklim eylemine katılımı değil, aynı zamanda nasıl katıldıkları da önemlidir. Kadınların çevreye olan ilgileri ve desteklerinin yanı sıra deneyimleri ve bilgileri, risk azaltımını, uyum tedbirlerini ve programlarını olumlu yönde etkilemeye hizmet etmektedir. Ancak kadınlar genellikle lider olarak tanınmamakta ve kaynaklara erişimleri sınırlı kalmaktadır. Toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikler, kadınların ve kız çocuklarının iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlama ve yanıt verme becerilerini kısıtladığından, etkilerin yükünü genellikle onlar çekmektedir. Örneğin, enerji yoksulluğunun kadınlar ve kız çocukları üzerindeki orantısız etkileri, biyokütle toplamak için harcanan zaman nedeniyle eğitim ve istihdama erişimlerini sınırlamaktadır. Ayrıca ev içi hava kirliliği, ağır yakıt yükü taşıma ve dış aydınlatma eksikliği nedeniyle önemli sağlık ve güvenlik riskleriyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Kadınlar afetlerde daha fazla ölüm riski altındadır. Örneğin, 2004 Asya tsunamisinde ölenlerin yüzde 70’inden fazlasını kadınlar oluşturmuştur.
Çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasında kadınların katılımının güçlendirilmesi, karar alma süreçlerindeki rollerini artırmakta ve aynı zamanda iklim değişikliği ve çevresel bozulmaya yanıt veren politika ve programlarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin nedenlerini ele almaktadır. Bu nedenle, kadınların iklim eyleminde benzersiz aktörler olarak teşvik edilmesi, risk azaltım, uyum, finans, teknoloji ve kapasite geliştirme alanlarında toplumsal cinsiyetin anaakımlaştırılması yoluyla iklim değişikliği eyleminin tüm alanlarına yayılması gereken bir zorunluluktur.
III. Politika önerileri
Önceki iki bölümde Asya ve Pasifik’teki iklim değişikliği hakkında önemli bilgiler verilmiş ve iklim değişikliği ile toplumsal cinsiyet eşitliği arasındaki kesişim ele alınmıştır. Kadınlar iklim değişikliğinden orantısız bir şekilde etkilendikleri için, iklim eylemi ve çözümlerinin de kilit kaynaklarıdır. Bu bölümde, iklim eylem tedbirleri ve politikalarında kadınların güçlendirilmesi için dört öncelikli alanda politika önerileri sunulmaktadır. Bunlar:
(1) iklim değişikliği eyleminde cinsiyete göre farklılaştırılmış önlemlerin geliştirilmesi;
(2) kaynaklara ve tarımsal sürdürülebilir kalkınmaya eşit erişimin artırılması;
(3) bakımla ilgili politikaların teşvik edilmesi ve
(4) kadınların iklim eylemine katılımının ve temsilinin sağlanmasıdır.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEMİNDE TOPLUMSAL CİNSİYETE GÖRE FARKLILAŞTIRILMIŞ ÖNLEMLERİ İLERLETMEK
I. İklim eylemlerine toplumsal cinsiyet merceğinin entegre edilmesi
Kadınların ihtiyaçlarının, önceliklerinin, kaynaklara erişimlerinin ve rollerinin dahil edilmesi, daha etkili iklim risk azaltım ve uyum sonuçlarının elde edilmesini sağlar.
II. Kapasite gelişiminin sağlanması
İlgili kuruluşlarla işbirliği içinde, toplumsal cinsiyet perspektifini kendi çalışma alanlarına entegre etmeleri için oluşturulmuş organları ve sekretarya personelini destekleyin. Bu hedefe ulaşmak için, oluşturulmuş organların üyelerinin toplumsal cinsiyet eşitliği ve iklim değişikliğini görev alanlarına dahil etmeleri ve çalışmalarında toplumsal cinsiyetin önemini tutarlı ve sistematik bir şekilde fark etmeleri önemlidir.
III. Toplumsal cinsiyete göre ayrıştırılmış daha fazla veri toplanmasının teşvik edilmesi
İklim politikaları ve tedbirleri toplumsal cinsiyete göre ayrıştırılmış verilerden faydalanır. Toplumsal cinsiyete göre ayrıştırılmış verilerin toplanması, kadınların tarıma yoğun katılımı, toprağa erişim eksikliği ve ücretsiz bakım ve ev işleri yoluyla ekonomiye katkıları gibi bazı kalkınma gerçeklerinin ortaya çıkarılmasına ve vurgulanmasına yardımcı olur. Toplumsal cinsiyete göre ayrıştırılmış veriler, politikaları bilgilendirmek ve sosyal koruma programları ile risk azaltım ve uyum çözümlerini geliştirmek için önemli bir kaynak sağlar.
KAYNAKLARA EŞİT ERİŞİMİ VE TARIMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMAYI GELİŞTİRMEK
I. Kırsal kesimdeki kadınların eğitim ve bilgiye erişiminin iyileştirilmesi
Tarım teknikleri bilgisi verimlilik açısından kritik öneme sahiptir. Ancak kırsal kesimdeki kadın çiftçilerin tarımsal yayım ve eğitim hizmetlerine erişimi genellikle yetersizdir. Bu nedenle, kırsal kesimdeki kadınların eğitim ve tarım teknolojilerine erişiminin artırılması, risk azaltım ve uyum tedbirlerinin kadınların gerçek ihtiyaç ve kısıtlarına göre uyarlanması açısından büyük önem taşımaktadır.
II. Kadınların tarım alanlarına ve kırsal finansmana erişimini genişletmek
Kadınların tarım alanına, finansmana ve üretim girdilerine daha fazla erişiminin sağlanması, kırsal alanlarda erkekler ve kadınlar arasındaki verimlilik farkının kapatılması açısından kritik önem taşımaktadır. Mikrofinans kuruluşları ve diğer finansal hizmet sağlayıcıları kırsal alanlardaki varlıklarını artırabilir ve kadın çiftçilere daha fazla destek sunabilirler. Ayrıca, kadınların sahadaki arazi tapulama projelerinden faydalanabilmelerini sağlayarak kadınların tarımsal alana erişimini etkileyebilirler.
III. İklim-akıllı tarımda sürdürülebilir uygulamaların toplumsal cinsiyete duyarlı bir şekilde güçlendirilmesi
Sürdürülebilir gıda sistemlerine eşit ve adil bir geçişin ve geçim kaynakları ile ekosistemlerin dayanıklılığının sağlanması, kadınların özel ihtiyaçlarının tarıma dahil edilmesini garanti altına alan etkili finansman stratejileri gerektirmektedir. Kaynak verimliliğinin artırılması çerçevesinde, ancak kadınların uyum sağlama kabiliyeti genişletilebilirse sürdürülebilirlik sağlanabilir. Çevresel açıdan sürdürülebilir teknolojilerin üretkenliğini ve verimliliğini sağlamak için iklim-akıllı tarımın toplumsal cinsiyet açısından da akıllı olması kilit önem taşımaktadır.
IV. Kadınların ‘yeşil girişimciler’ olarak desteklenmesi
Yeşil ekonominin ilerlemesi, temiz enerji teknolojileri gibi çevresel açıdan sürdürülebilir kadın girişimciliğini teşvik etmek için mükemmel bir fırsattır. Kadın girişimcilerin gelişmesi için elverişli bir ortamın yaratılması ve sürdürülmesi için ulusal düzeyde politika taahhüdünün artırılması gerekmektedir. Yeşil kadın girişimcileri destekleme vizyonu ve kabiliyetine sahip kuruluşlara yeterli desteği sağlayın.
V. Kadınları tarımsal değer zincirlerine dahil etmek
Kadınlar, üretimden işleme ve pazarlamaya kadar tarımsal değer zincirlerinin tüm aşamalarıyla bağlantılı olduklarında, geleneksel çiftçiliğin verimliliğini ve ticari uygulanabilirliğini artırmaya yardımcı olabilirler. Kapsayıcı değer zincirleri aynı zamanda hem kadınlar hem de erkekler için daha fazla çiftçilik dışı iş fırsatı sunabilir.
TOPLUMSAL CİNSİYETLE İLGİLİ BAKIM POLİTİKALARINI TEŞVİK ETMEK
I. Kadınların ücretsiz bakım emeğinin değerini ve iklim değişikliğinin bu emeği nasıl etkilediğini kabul etmek
İklim krizi dönemlerinde kadınların ücretsiz bakım ve ev işleri nedeniyle yaşadıkları zaman yoksunluğunun yanı sıra erkeklerin ve erkek çocuklarının uzun vadeli normatif değişiklikler yaratmada oynadıkları rol konusunda toplumsal farkındalığı teşvik etmek gerekmektedir. Kadınların ücretsiz emeğinin değerinin ve ekonomiye katkısının GSYİH cinsinden hesaplanmasına yönelik yenilikçi yaklaşımlara yatırım yapın.
II. Temiz ve verimli teknolojilere erişimi geliştirerek kaynak toplama için harcanan zamanı azaltın
Özellikle kırsal alanlarda olmak üzere, program ve projelerin geliştirilmesine kadınların bu enerjilere erişimini mümkün kılmak üzere temiz enerjilere geçişi kolaylaştırmak gerekmektedir. Enerji dönüşümünün tüm aşamalarına toplumsal cinsiyet ve sosyal içermeyi entegre edin.
III. Toplumsal cinsiyeti dönüştürücü hizmetleri ve altyapıyı geliştirerek ücretsiz bakım ve ev işlerini yeniden dağıtmak
Hizmetlerin, altyapının ve sosyal korumanın sağlanması, toplumsal cinsiyete duyarlı ve hassas iklim eylemlerinin tasarlanmasında bakım hizmetinin toplumsallaştırılması için kilit öneme sahiptir. Verimli ahşap sobaların, kuru tuvaletlerin, su sarnıçlarının kullanımı, sulama tekniklerinin iyileştirilmesi ve iklim ve hava durumu bilgilerine erişim, kadınların ve kız çocuklarının ücretsiz bakım ve ev işlerini hedef alabilir, çevreye verilen zararı en aza indirebilir ve ücretsiz bakım ve ev işlerini aile ile devlet arasında yeniden dağıtabilir.
İKLİMLE İLGİLİ KARAR ALMA SÜRECİNE KADINLARIN KATILIMINI VE TEMSİLİNİ SAĞLAMAK
I. Kadınların politika ve planların oluşturulması, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesine katılımının sağlanması
İklim eyleminin tüm seviyelerinde (haneler, topluluklar ve sistemler içinde) kadınların karar alma ve liderlikteki etkilerini ve rollerini artırmayı amaçlayan programlara/müdahalelere yatırım yapın. Kadınların ve erkeklerin iklim planlaması ve uygulamasının tüm seviyelerine eşit şekilde katılmalarını ve iklim eylemine katkıda bulunmak ve iklim eyleminden faydalanmak için eşit fırsatlara sahip olmalarını garanti altına alın.
II. Kadınların temsilini sağlamak için zorunlu kotalar oluşturmak
Kadınların çevre derneklerinde, ulusal düzeydeki topluluk örgütlerinde ve çevre ve doğal kaynak yönetimi bakanlıkları da dahil olmak üzere devlet kurumlarında temsilini artırmak için zorunlu kotalar belirlemek, karar alma süreçlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin değerlendirilmesini ve teşvik edilmesini sağlayacaktır.
Sonuç
Bu politika özeti, sürdürülebilir, eşit ve kapsayıcı bir yeşil ekonomiye ulaşma yolunda eyleme, düşünmeye ve konuşmaya ilham vermek için geliştirilmiştir. Bu, sadece iklim değişikliği ve toplumsal cinsiyete kesişimsel bir yaklaşımı değil, aynı zamanda her türlü iklim eyleminde toplumsal cinsiyetin anaakımlaştırılmasını ve Asya ve Pasifik’teki kadınların güçlendirilmesi için etkili kaynakların geliştirilmesini de gerektirmektedir.
Bu politika özeti, kadınların iklim değişikliğinin etkilerine karşı artan kırılganlıklarını ve iklim değişikliğinin mevcut eşitsizlikleri nasıl artırdığını özetlemiştir. Tarımın feminizasyonu ve gıda güvencesindeki rolleri, iklim krizleri nedeniyle ücretsiz bakım ve ev işlerine harcadıkları orantısız zaman ve iklimsel risk azaltma ve uyum önlemleri ve programlarına sınırlı katılımı ve temsili nedeniyle kadınların yaşadığı zorlukların altını çizmiştir.
Kadınların ve kız çocuklarının iklim eyleminde temsil ettikleri öncü rolü teşvik etmek için bu politika özeti, iklim değişikliği eyleminde toplumsal cinsiyete göre farklılaştırılmış önlemleri ilerleten; kaynaklara ve tarımsal sürdürülebilir kalkınmaya eşit erişimi artıran; bakımla ilgili politikaları teşvik eden ve kadınların iklimle ilgili karar alma süreçlerine katılımını ve temsilini sağlayan politika önerileri sunmuştur.
Referanslar
Association of Southeast Asian Nations (ASEAN) (2021). ASEAN Guidelines on Disaster Responsive Social Protection to Increase Resilience, Jakarta. https://asean.org/book/asean-guidelines-on-disaster-responsive-social-protection-to- increase-resilience/
ASEAN & UN Women. (2021). ASEAN Gender Outlook: Achieving the SDGs for all and leaving no women or girl behind. https://data.unwomen.org/sites/default/files/documents/Publications/ASEAN/ASEAN%2 0Gender%20Outlook_final.pdf
Resurrección, Bernadette. (2019). Water insecurity in disaster and climate change contexts: A feminist political ecology view, SEI Asia. https://policycommons.net/artifacts/1358743/water-insecurity-in-disaster-and- climate-change-contexts/1971980/
Grassi, Flavia, Josefine Landberg and Sophia Huyer. (2015). Running out of time: The reduction of women’s work burden in agricultural production, in Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAO), Rome. https://www.fao.org/3/i4741e/i4741e.pdf
Mukhamedova, N., Wegerich, K. (2018). The feminization of agriculture in post-Soviet Tajikistan. J. Rural Stud. 57, 128–139. https://doi.org/10.1016/j. jrurstud.2017.12.009
Najar, Dina, Rachana Devkota, Shelley Feldman. (2022). Feminization, rural transformation, and wheat systems in post-soviet Uzbekistan, in Journal of Rural Studies, 92, pp. 143- 153. https://dx.doi.org/10.1016/j.jrurstud.2022.03.025
United Nations. (2017). Policy Brief: Gender Equality in Climate Change Adaptation and Disaster Resilience in Viet Nam. https://wrd.unwomen.org/sites/default/files/2022- 01/Gender%20in%20CCA%20%26%20DDR%20Policy%20Brief%20- %20EN%20final.pdf
Food Systems Summit 2021. A Review Evidence of Gender Equality, Women’s Empowerment and Food Systems. https://bonndoc.ulb.unibonn.de/xmlui/bitstream/handle/20.500.11811/9132/fss_briefs_review_evidence_gen der_equality.pdf?sequence=3&isAllowed=y
(2015). Paris Agreement. https://unfccc.int/sites/default/files/english_paris_agreement.pdf
The Sustainable Development Goals Report 2022. https://unstats.un.org/sdgs/report/2022/The-Sustainable-Development-Goals-Report-2022.pdf
United Nations Economic and Social Commission for Asia and the Pacific (ESCAP). (2022a). Asia and the Pacific SDG Progress Report 2022: Widening disparities amid COVID-19, New York. https://www.unescap.org/sites/default/d8files/knowledge- products/ESCAP-2022-FG_SDG-Progress-Report.pdf
Protecting our planet throughout regional cooperation and solidarity in Asia and the Pacific. https://www.unescap.org/sites/default/d8files/knowledgeproducts/Flagship%20report_final_0.pdf
COVID-19 and the Unpaid Care Economy in Asia and the Pacific, Bangkok. https://www.unescap.org/sites/default/d8files/knowledgeproducts/2021_Regional_Report_Covid19-Care-Economy.pdf
(2021b). Pathways to Adaptation and Resilience in Pacific SIDS, Asia-Pacific Disaster Report 2022 for ESCAP Subregions, Bangkok. https://www.unescap.org/sites/default/d8files/knowledge-products/Asia- Pacific%20Disaster%20Report%202022%20for%20ESCAP%20Subregions%20- %20Pathways%20to%20Adaptation%20and%20Resilience%20in%20Pacific%20SIDS- report-v1-8-E.pdf
(2017). Gender, the Environment and Sustainable Development in Asia and the Pacific, Bangkok. https://www.unescap.org/sites/default/d8files/knowledge- products/SDD-Gender-Environment-report.pdf
(2019). Pathways to Influence: Promoting the Role of Women’s Transformative Leadership to Achieve the SDGs in Asia and the Pacific, Bangkok, https://www.unescap.org/sites/default/d8files/knowledge- products/Pathways_influence_promoting_role_women_transformative_leadership.pdf
(2020). The Long Road to Equality: Taking stock of the situation of women and girls in Asia and the Pacific for Beijing+25, Bangkok. https://www.unescap.org/sites/default/d8files/knowledge- products/Beijing%2B25_report%E2%80%93low_res.pdf
United Nations Food and Agricultural Organization (FAO), World Food Programme (WFP) and World Health Organization (WHO). (2021). Asia and the Pacific Regional Overview of Food Security and Nutrition 2020: Maternal and child diets at the heart of improving nutrition. Bangkok. https://www.fao.org/documents/card/fr/c/cb2895en/
United Nations Human Rights Office of the High Commissioner (UN OHCHR). (2022). Climate Change exacerbates violence against women and girls. https://www.ohchr.org/en/stories/2022/07/climate-change-exacerbates-violence- against-women-and-girls
UN Women. (2022a). State of Gender Equality and Climate Change in ASEAN, Jakarta. https://asiapacific.unwomen.org/sites/default/files/2022-09/State-of-Gender-Equality-and-Climate-Change-in-ASEAN-2.pdf
(2022b). Women and the environment: An Asia-Pacific Snapshot. https://data.unwomen.org/publications/women-environment-asia-pacific
(2020). Climate Change, Gender Equality and Human Rights in Asia: Regional Review and Promising Practices. [Online]. New York: UN Women. https://www2.unwomen.org//media/field%20office%20eseasia/docs/publications/2021/0 2/ap-hrcc-report_online-compressed.pdf?la=en&vs=4426
Woods, Zonibel. (2022). How supporting women farmers can ease Asia’s food security crisis, in Asian Development Bank (ADB) Blog, Straight Talk from Development Experts. https://blogs.adb.org/blog/how-supporting-women-farmers-can-ease-asia-s-food- security-crisis
World Bank. (2020). Understanding poverty: Land. https://www.worldbank.org/en/topic/land
[1] Bkz. Madde 7 ve 11 UNFCCC
[2] Bu durum ilke kılavuzlarında ve Öncelikli Eylem 4’te kabul edilmektedir.
[3] Bu oranlar, Dünya Bankası tarafından sağlanan ILOSTAT’ın en son verilerine dayanılarak hesaplanmıştır.
[4] ILOSTAT’a göre Kuzey ve Orta Asya alt bölgesinde, Rusya Federasyonu’nun tarımdaki yüzde 4’lük kadın oranı hariç tutulduğunda, ortalama yüzde 30,5’tir.
[5] ILOSTAT’a göre Güney ve Doğu Asya alt bölgesinde, Singapur’un tarımda çalışan yüzde 0’lık kadın oranı hariç, ortalama yüzde 29,5’tir.